Scroll Top

Her Ebeveynin Bilmesi Gereken 8 Pozitif Disiplin Tekniği

HER EBEVEYNİN BİLMESİ GEREKEN 8 POZİTİF DİSİPLİN TEKNİĞİ

   Hiç aklınızdan elimde bir kumanda olsa da işler çığırından çıkmadan çocuğumun hareketlerini bir düğmeye basıp engellesem diye geçirdiğiniz olmadı mı? Anne Baba Dergisini karıştırırken göz attığım bir yazıyı hatırlıyorum. Küçük çocuk, canını sıkan kız kardeşine “Keşke pilli bir oyuncak olsaydın. Pillerini çıkarırdım” diyordu. Ben de bazen çocuklarımın çıkarılabilir pilleri olsun istiyorum. Sonra kumandayı, pilleri unut diyorum. Kafamı toplamak ve durumu çıldırmadan toparlamak için küçük bir es veriyorum. Ah! Bu hayallerimden hiçbirinin yakın gelecekte gerçekleşme olasılığı olmadığından Sumitha’nın önerdiği stratejilerden birine ufak bir değişiklik öneriyorum.

Şu an kızgın olmadığınızı var sayarsak gerçekten kızgın olduğunuzda nasıl tepki vereceğinizi belirlemek için en iyi zaman şimdidir. Olası tepkilerin bir listesini yapmak ve kızdığınızda bu listeyi hatırlamak, başarı şansınızı arttırır.

   İşte benim önerim: bildiğimiz tüm pozitif disiplin tekniklerinin bir listesini yapalım ve işe yarayacağı muhtemel senaryoları düşünelim. Bu şekilde, tepki vermemiz gereken an geldiğinde (ki er ya da geç gelecektir) çok fazla düşünmeden uygun ve yumuşak bir tepki verebilelim. Yani, umarım öyle olur. Neyse, kendi aşina olduğum 8 pozitif disiplin tekniğiyle başlıyorum. Belki sizin de yorumlarda ekleyeceğiniz tekniklerle listeyi büyütürüz.

1.Seçenek Sunun

    Hayır diye karşılık verecekleri emirler vermek yerine, çocuklarınıza seçenek sunarsanız kendinizi bir güç savaşında bulma ihtimaliniz azalır. Seçenek vermek onlara güç verir. Tabii ki seçeneklerin size de uymasına dikkat etmeniz lazım. Seçmesini istemeyeceğiniz bir seçenek sunmayın çünkü reddetmeniz onların gözündeki güvenilirliği yitirmenize sebep olacaktır. Seçeneklerin çok karmaşık olmasına gerek yok; onlara yalnızca nasıl yapmak istediklerini sormak oldukça etkili olabilir. “Çabuk ol, geç kalıyoruz.” demek yerine yumuşak bir ses tonuyla “Önce ayakkabılarını mı yoksa ceketini mi giymek istersin?” diye sormak onların daha az mızmızlanarak hareket etmesini sağlayacaktır.

     Çok deneyimli bir okul öncesi öğretmeninin sınıfında çalışırken yaşadığım bir tecrübeyi asla unutamam. Halka olmuşlardı ve çocuklardan biri katılmayı reddediyordu. Öğretmenin söylediklerine kulak asmıyor ve kendi oyununa devam ediyordu. Birkaç hafta geçmişti ki bir gün öğretmen, yeni bir fikir ortaya attı. Bay bağımsızı çağırdı ve halka zamanı oturması için sandalye seçenekleri sundu. Büyük bir gururla sandalyesini seçti ve yılın geri kalanında etkinliklere çok güzel katıldı. Öğretmenin yüzündeki şok ifadesi paha biçilemezdi. Kendi kendine “Öğrenmenin yaşı yok” diye mırıldandı. Sıklıkla tavsiye edilen bu pozitifi disiplin tekniğinin hoş tarafı bağımsızlığı teşvik ettiği gibi iplerin hala elinizde olmasıdır. Çocuklar kendi kararlarını vermekten hoşlanacak, siz de işe yaramasından- Kazan-kazan!

Faber ve Mazlish “Çocukların Dinleyeceği Şekilde Konuşmak ve Konuşacağı Şekilde Dinlemek” isimli kitaplarında şöyle diyor:

Çocuğa sütü bir bardak mı yarım bardak mı, tostunu az mı yoksa çok mu kızarmış ister diye sormak saçma gelebilir ama çocuk için her küçük seçenek kendi hayatında kontrol sahibi olmanın bir simgesidir. Bir çocuğun yapması gereken o kadar çok şey var ki nasıl inatçı birine dönüştüğünü anlamak zor değil.

İlaçlarını almalısın”

Masaya vurmayı bırak”

şimdi yatmaya gidiyorsun”

Eğer ona bir şeyi nasıl yapmak istediğine dair seçenek sunarsak söylenme ihtimalini azaltmış oluruz.

2.Evet Diyeceği Bir Ortam Oluşturun

   Çocuklar merak duygusuyla doğar ve dünyayı daha iyi tanımak için çevrelerini güvenli bir şekilde keşfetme özgürlüğüne ihtiyaçları vardır. Bu doğal merak duygusunu çocukların evde eşyalara dokunmamalarını söyleyerek baskılamamak önemli. Büyüdükçe bireyselliklerini ifade etmek ve sınırları zorlamak çocukların doğal içgüdüsü olur. Bu aşamada aradıkları özgürlüğü sınırları iyi belirlenmiş şekilde onlara vermek önem kazanıyor.

  Küçük yaştaki çocuklarda evde bir takım güvenlik önlemleri almak (Örneğin kırılabilir eşyaları erişemeyecekleri bir yerde tutmak) hem ebeveynlerin hem de çocuğun stresine azaltır. Çocuğunuz sürekli “Hayır”ı duymak zorunda kalmayacak ve siz de dokunmaması gereken şeylere dokunamayacağını bildiğinizden daha huzurlu olacaksınız. Daha büyük çocuklarda ise neyin kabul edilebilir neyin edilemez olduğunu net olarak belirtmek gerekir. Mesela “Evet, arabayı sürmeye başlayabilirsin. Önce bir sürüş anlaşması yapmamız lazım. Kuralları her ihlal edişinde bir ay boyunca sürme yasağın olacak.” demek, ona sürmeyi yasaklamaktan ya da sürekli öğüt vermekten daha güvenli bir yoldur.

“Hayır” kelimesini ne kadar az kullanırsanız, çocuklarınız bunu duyduğunda o kadar dikkat edecektir. Bu sebeple, istemediğiniz bir davranışı engellemek için kendinizi pozitif kelimeler kullanmaya zorlayın. Benim kızım- emekleme çağındaki çoğu çocuk gibi- ben akşam yemeğini hazırlarken mutfağı enkaza çeviriyordu. Dolapları açıyor, tencereleri yere vuruyor ve onu kucağıma alayım diye mızmızlanıyordu. Önce içinde kırılabilir ya da elektronik eşyaların olduğu dolapları kilitledim. Böylece güvenliği için endişelenmeyecektim. Ona özel bir oyuncak dolap yaptım ve benimkileri dişlemesin diye metal eşyalar aldım. Bir milyoncudan metal kaşıklar da aldım. Bir de ben yemek yaparken peynir kutularını, yumurta kartonlarını ya da geri dönüşüme gidecek diğer gıda paketlerini ona bırakıyorum. Şu anda çok rahat yemek yapabiliyorum.

  • Duyguları Öğretin

  Çocuklarınıza duygularını ifade etmeyi öğretmek için erken bir zaman yoktur. Ne olduğunu algılayamamak çocukların eyleme geçmesinin en yaygın nedenlerinden biridir. Önemli nöropsikyatrlardan ve NY Times’ın çok satan yazarlarından olan olan Dr. Dan Siegel’ın da belirttiği gibi “İsim vermeliler ki evcilleştirebilsinler.” Küçük yaştaki çocuklar için basit bir duygu tablosu kullanmak harika olabilir. Hatta kendi çocuğunuzun fotoğraflarını çekip onları da kullanabilirsiniz. 8 yaş üstü çocuklar için duygu listesi hazırlayıp onlara öğretebilir ve kendilerini doğru bir şekilde ifade etmelerini sağlayabilirsiniz.

    Rachel Wagner Speryy bir kitabında “Tüm davranışların temelinde duygular yatar.” der ve ekler “Onlardan kontrol etmelerini istemeden önce çocukların ne hissettiklerinin farkında olması lazım.” . Üç yaşındaki çocuğuna duygularını anlatmasını öğreten ve işe yaradığını gördüğünde mutlu olan genç bir anneye dair bir yazı okumuştum. Çocuk annesine “Otobüs bugün beni getirdiğinde beni bekleyen kimse yoktu, çok korktum.” demişti. Tepinerek içeri giren ve bunu niye yaptığını anlayamadığınız bir çocuktan daha iyi değil mi?

4.Kötü Davranışı Yok Say

     Mücadeleye gireceğiniz konuları seçmeniz gerekiyor. Lisede öğretmen olan annem çoğunlukla bazı davranışları görmezden ya da duymazdan geldiğini söylüyor. Bu, pozitif disiplinde çok kullanabileceğiniz bir yöntem olmasa da ufak sorunlarda çok işe yarıyor. Kızım, oynamaması gereken bir şeyi kurcaladığında (annesinin dergileri gibi) bazen görmemiş gibi yaparım. Eğer mutluysa ve güvendeyse, elindeki obje konusunda da endişem yoksa daha sonra onun ulaşamayacağı bir yere koyarım.

Mevzu şu: Biz polis değiliz ve öyle davranmak oldukça yorucu olabilir. Gelin kendimiz ve çocuklarımız için bir mola verelim. Çocuklar çocuk gibi davranmaya devam edeceklerdir. Bizim de biraz nefes almaya ihtiyacımız yok mu? Bunu makul bir şekilde kullandığımız sürece evlerimizde daha huzurlu bir ortamın tadını çıkartabiliriz. Bazen çocuklar olumsuz davranışlarla dikkat çekmeye çalışırlar. İstenmeyen davranışı görmezden gelerek onların elinden bu fırsatı almış ve ilerleyen zamanda bunu tekrarlama olasılıklarını azaltmış oluruz.

5.Hayali Ara Bulucular Kullanın

   Küçük çocuklarda olumlu davranışı göstermek ya da kavgalarda ara buluculuk yapmak için kukla kullanın. 3. şahıslar tansiyonu düşürüp ortamı sakinleştirmede işe yarayabilir. Olumlu davranışı gösteren küçük bir kukla gösterisi hazırlamak için zaman ayırın. Havalı bir kukla olmak zorunda değil. Kaşıktan, pipetten ya da kağıt tabaklardan kolayca yapabileceğiniz kuklalar da işe yarayacaktır. Bir arkadaşım olumlu yeme davranışını kukla aracılığıyla modellemek için akşam yemeği zamanını kullanıyor. Çocukları bu yaratıcı gösterilere bayılıyor üstüne bir de gösteri ve yemek boyunca uslu duruyorlar. Büyük çocuklarda haberleri ve güncel olayları kullanabilirsiniz. Örneğin ergenlik çağındaki gençlerle Missouri, Ferguson’daki isyanı konuşun. Irkçılık, ayrımcılık, isyan ve diğer zorlayacak konuları konuşmak için iyi bir örnek olacaktır. Olayı farklı açılardan tartışın, kendi bakış açınızdan, aile değerlerinize göre ve toplumun bakışı açısı vs. Hiç kimse sürekli öğüt dinlemekten hoşlanmaz. 3. bir özne, özellikle de kurgu bir karakter ya da medyada yer almış biri mesajı daha etkili bir şekilde verecek ve daha az dirence sebep olacaktır.

5.Dedektif Olun

    Çocuğunuz neden öyle davranıyor? Bu davranışı daha çok sergilediği belli zamanlar ya da etkinlikler var mı? Diğer çocuklar ya da büyükler tetiklemiş olabilir mi? Etken olabilecek çevresel koşullar var mı?( Aşırı, sıcak, soğuk, kalabalık, gürültü vs). Şu koşulların herhangi biri neden olabilir mi? Hastalık, alerjiler, yeme düzeninde değişiklik, ilaç değişikliği, açlık, parti, bakıcı değişikliği, yorgunluk ya da rutinindeki herhangi bir değişiklik. Hemen bir sonuca varmadan bunlardan biri sebep olabilir mi bir bakın. Koşullar davranışı etkileyebilir, bu sebeple dışsal konuları incelediğinizde ilerideki patlamalara engel olabilirsiniz.

   Davranışın ortaya çıktığı zamanları not etmek de iyi bir fikir olabilir. DDS (durum, davranış, sonuç) günlüğü tutup bir örüntü olup olmadığına bakın. Yaşça büyük çocuklarda onları rahatsız eden süreci onlarla konuşup birlikte bulabilirsiniz.

  Bir süre önce bebeğimin yatma zamanı ağlamaları büyük bir sorundu. Sonra bir dakika ayırıp kızımın neden ağladığını bulmayı öğrendim. Bir seferinde odasına döndüm ve kirli bezinin kokusunu aldım. Başka bir sefer, bütün gün verdiğim her yiyeceği reddettikten sonra kustu. Diğer bir sefer de aç olduğunu fark ettim. İki kez kontrol edip düşündüğüme hiç pişman olmadım. Davranışının sebebi ne olabilir? Davranışların bir işlevi vardır. Eğer sebebini bulursanız, nasıl engelleyeceğinizi de bulursunuz.

6.İstikrarlı Olun

Davranışlarınızda tutarlı olduğunuzdan emin olun. Çocuğunuzun neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğunu bilmesi gerekir. Dün ve önceki günle kıyaslama yaparlar. Eğer istikrarlı bir mesaj almıyorlarsa nasıl davranacaklarını bilmezler. Bu da çocuğunuzun kafasını karıştırır ve güvensiz hissetmesine neden olur. Her gün aynı programı uygulamaya çalışın. Uyku saati, yemek saati ve eğlence zamanları belli olsun. Eğer ufak bir değişiklik yapmak zorundaysanız önceden çocuğunuzu uyarın. Bu onu, farklı bir rutine hazırlayacak ve belki de kriz yaşamanızı engelleyecektir. Taşınma, yeni bir kardeş ya da ölüm gibi büyük değişikliklerde ise okuyabileceği basit bir el yapımı kitap inanılmaz faydalı olabilir. Eğer taşınıyorsanız eski evin, mahallenin ve yeni evin fotoğraflarını yapıştırın. Neler olacağını yazın. Bu, çocuğun neler olduğunu anlamasını sağlayacak ve pek çok disiplin sorununu engelleyecektir.

   Arkadaşımın altı yaşındaki kızı, teyzesinin düğününe gitmeyeceğini söyledi. Şaşkına dönen arkadaşım biraz düşündüğünde kızının düğünün nasıl olacağını hiç bilmediğini fark etti. Oturdu ve ona düğün gününde neler olacağını ayrıntısıyla anlattı. Kızı sakinleşti ve sonrasında mutlu mesut düğüne gittiler. Çocuklar rutinleri sever. Eğer ne olacağını bilirlerse huysuzluk etme ihtimalleri düşer. Siz de eşinizin zor bir gün geçirdiğini bildiğinizde daha iyi davranırsınız.

7.Dikkat Dağıtın ve Kanalize Edin

   Dikkat dağıtmak, küçük çocuklarda çok işe yarayan bir yöntemdir. Küçüklerin dikkat süresi kısadır ve siz bunu avantaja çevirebilirsiniz. Hangi konuda mızmızlanıyorlarsa dikkatini oradan başka yöne çekebilirsiniz. Teslim olmak yerine yapacak ya da konuşacak yeni bir şey bulun.

Cadılık saatinde eğer kızımın davranışı bana yönelirse onu başka bir odaya ya da yürüyüşe götürmeye çalışıyorum. Temiz hava her zaman işe yarar. Büyük çocuklarda daha stratejik davranmanız gerekebilir. Çocuğunuz öğretmeni sınıfta dikkat dağıttığına, hiç durmadığına dair şikayetlerde bulunuyorsa, onu bir spor takımına yazdırmak enerjisini kanalize etmesine yardım edebilir. Mesela Michael Phelps olayını düşünün. İlkokul öğretmeni, annesine, odaklanamadığını söylüyor. 6. sınıfa geldiğinde DEHB tanısı konuyor. Annesi ve koçu onun aşırı enerjisini yüzmeye yönlendirerek zorlukları yenip zirveye çıkmasını sağlıyorlar. Hiç kimse mükemmel değildir fakat hepimiz daha iyi olmak için uğraşabiliriz. Her durumda en doğru tepkiyi verip vermediğimizin önemi yok. Fakat pozitif disiplin tekniklerinin daha fazla farkında olarak doğru yaklaşma konusunda kendimizi önemli ölçüde geliştirebiliriz. En azından umudumuz o yönde.

Kaila Waingarten

Çeviri: Türkan DEMİR

Benzer gönderiler

bir yorum bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmanız gerekir.