Scroll Top

Pozitif Disipline Giriş: Çocuğu Eğitirken İşe Yarayan Yöntemler

POZİTİF DİSİPLİNE GİRİŞ: ÇOCUĞU EĞİTİRKEN İŞE YARAYAN YÖNTEMLEr

   Gelin sizle mini bir çağrışım oyunu oynayalım. Ben bir kelime söyleyeceğim siz de okuduğunuzda aklınıza gelen ilk kelimeyi söyleyin. Fazla düşünmeden aklınıza ilk gelen kelimeyi söyleyin. Başlayalım:

 Gökyüzü

 Gece

 Disiplin

    Gökyüzünü okuduğunuzda aklınıza gelebilecekler mavi ya da yüksek olabilir. Geceyi okuduğunuza karanlık, gün gibi kelimeler gelecektir. Peki disiplin? İlk okuduğunuzda aklınıza gelen ne oldu? Ben olsam muhtemelen “ceza” ya da “düzeltmek” derdim. Ceza ve disiplin kelimeleri zihnimize eş anlamalı kelimeler gibi yerleşmiş. Disiplin kelimesini duyduğumuzda düşündüğümüz ilk şey olumsuz oluyor.

    Peki, disiplin kelimesinin Latince ‘disciplina’ kelimesinden geldiğini ve anlamının öğretmek olduğunu biliyor muydunuz? Yine de bahse girerim bu ufak alıştırmayı yaptığında çok az kişinin aklına öğretmek gelmiştir. Sebep her neyse bir şekilde disiplin kelimesinin anlamı öğretmekten cezalandırmaya evrilmiş. Bugün her şeyi köklerine, doğal seyrine çevirmeye odaklanan bir fikir olarak- Temelde çocukları hata yaptıklarında ebeveynlerin cezalandırmak yerine onlara rehberlik ederek davranışı düzeltmek demek olan- pozitif disiplini inceleyeceğiz.  Öyleyse “cezalandırmak ”tan “öğretmek” davranışına nasıl geçeceğiz? Küçük adımlarla, tabii ki. İşte başlangıç için birkaç ipucu; birkaçını izleyerek “disiplin” ile ilgili bakış açımızı değiştirebiliriz. ( size uygun olanları seçebilirsiniz)

1. Pozitif disiplinin özü: Kötü çocuk yoktur, kötü davranış vardır.

      Bir dakika kadar bu ifade üzerinde düşünün, ne kadar doğru olduğunu fark edeceksiniz. Bu, pozitif disiplin konseptinin temel düşüncesidir. Bizler ebeveyn olarak çocuklarımızın doğuştan kötü olmadığının sadece davranışlarının kötü olduğunun bilincine vardığımızda gerisi yavaş yavaş oturacaktır. Örneğin farz edin ki çocuğunuz başka bir çocuğa vurdu. İlk hissiniz muhtemelen mahcubiyet ya da utanma olur.  Arkasından da çocuğunuzun kaba biri olabileceği korkusuna kapılırsınız. Eğer bu hisse kapılır ve çocuğunuza “kötü çocuk” gibi bir ifade kullanırsanız hem kendi hem de çocuğunuzun zihninde onun olumsuz imajını güçlendirmiş olursunuz. Çocuğunuzun öyle davranmasının sebebi açlık, uykusuzluk, yorgunluk ya da bunun gibi stres yaratan yüzlerce faktörden bir olabilir. Diğer bir deyişle çocuğunuzu olumsuz yönde etkileyen çevresel bir faktör olduğunu söyleyebiliriz. Kötü olanın çocuk değil, sadece bir davranışı olduğunu kabul ettiğimizde “cezalandırmak yerine öğretmek” daha kolay olacaktır. Örneğin “Neden öyle yaptın, niye böyle kabalaştığını anlamıyorum.” diye bağırmak yerine “Bu doğru bir davranış değil, arkadaşlarımıza vurmayız.” demek daha iyi olacaktır. Bu noktada kabul etmeliyim ki benim çok inatçı bir kızım var ve bunu ona söylediğimde muhtemelen kendini haklı çıkarmaya çalışan bir cevap verecektir. Ama onun zihninde (aynı zamanda benimkinde de tabii) onun kötü olmadığının, bunun sadece kötü bir davranış olduğunun tohumlarını ekmiş olacağım ve bu ikimiz için de bu durumu olumlu ele almamızı kolaylaştıracaktır.

2. Neyi yanlış yaptığını vurgulamak yerine doğru davranışı gösterin.

    Yukarıdaki örnekten devam edelim. Diyelim ki çocuğunuzu arkadaşına vurmadan önce yakaladınız. “Sakın vurma”, “vurmak yok” demek yerine “onunla konuş”, “ güzelce rica et” gibi ifadeler kullanın. “Vurma” dediğinizde ne yapması gerektiğine dair bilgi vermemiş oluyorsunuz. Bu bilgi olmadan kendi planını uygulayıp arkadaşını yine dövebilir ya da yine kötü başka bir davranış sergileyebilir. Öte yandan çocuğunuzu olay olduktan sonra yakalarsanız yaptığının yanlış olduğunu söyleyin ve düzeltmenin yolunu gösterin. Mesela, “Bu iyi bir davranış değildi, arkadaşlarımıza vurmayız. Özür dileyip Kaylee’nin daha iyi hissetmesini sağlamak ister misin?” diyebilirsiniz. Eğer çocuğunuz henüz özür dilemeye hazır değilse,   (benimkinin genelde biraz zamana ihtiyacı oluyor) “ Özür dilemeye hazır olana kadar istersen burada oturup kitap okuyalım.” diye öneride bulunabilirsiniz.

3. Nazik fakat net olun; saygı gösterin, empati kurun.

  Şimdi, ona göre yaptığı doğru ve haklıydı. Hatasında ısrar etmesi sinir bozucu olabilir. (Benimki 5 yaşında ve “O başlattı, oyuncağını benimle paylaşmadı.” diyerek sonuna kadar kendini haklı görebilir.) Ebeveynler olarak bizler, onlarla bunu tartışmak yerine sakin kalıp nazikçe ama kesin bir dille söylediğimizi tekrarlamalıyız. Vurunca arkadaşlarımızın canını acıtırız, onlara vurmayız, paylaşmak güzeldir ama paylaşmadıkları zaman bile onlara vurmayız türünden ifadeleri kontrolü kaybetmeden, sesimizi yükseltmeden tekrar tekrar söylemeliyiz. Biraz empati kurmak da işe yarayabilir. “ Onun oynadığı bebeği çok istiyorsun ama vurmak doğru değil” diyerek mücadelenin yarısını kazanabilirsiniz.

4. Mümkünse seçenek sunun.

   Empati kurduktan sonra bir sonraki aşamaya geçip ona seçenekler sunabilirsiniz. Seçenek sunmak kontrolün onda olduğunu hissettirecektir. Cezalandırmayarak onun kötü bir çocuk olmadığı hissini aşıladığınız gibi kontrolü de eline vermiş oluyorsunuz. Bu, uzmanların önerdiği en yaygın pozitif disiplin tekniklerinden biridir. “ Yaptığın hoş değildi, Kaylee’ye sarılarak ya da ondan özür dileyerek iyi hissetmesini sağlamak ister misin?” ya da “ Özür dileyip Kaylee ile oynamaya devam mı etmek istersin yoksa sen sakinleşene kadar benimle kitap mı okumak istersin? “ gibi basit seçenekler çok işe yarayacaktır. Seçeneklerinizi iyi düşünmeye özen gösterin. Bir kere çocuğunuz seçimini yaptıktan sonra onaylamanız gerekecektir.

5. Hataları öğrenme fırsatı olarak görün.

Çocuklar kötü davranışları genelde amaçlarına ulaşmak için sergilerler. Siz onların kötü davranışlarını onlara doğruyu öğretmek için bir fırsat olarak görüp onlara alternatif sunarsanız, siz olmadığınızda da bu yöntemi kullanmalarına yardım etmiş olursunuz. Ders veriyormuş gibi görünmemeye çalışın. Mümkünse kendi deneyimlerinden örnekler verin: “ Geçen Tom sana vurduğunda ne kadar acıdığını hatırlıyor musun, çok üzülmüştün/ kızmıştın, değil mi?” ya da “Sandalyeden düşüp kafanı çarptığın zamanı hatırlıyor musun? Birine vurduğunda aynı acı olur.”

6. Sahneyi değiştirin, yanlış davranışın tekrarlanmasını engelleyin.

    Engellemek iyileştirmekten iyidir. Bu ifadenin bir klişe olması boşuna değildir. Eğer tekrarlayan bir hatalı davranışla uğraşıyorsanız, baştan engellemek için neler yapabileceğinize bakın. Sabahları kızımın dişlerini fırçalamak büyük bir angarya idi. Sanırım 3 yaş civarıydı. Sızlanıyor, çığlık atıyor, ağlıyor, bize tekmelerle saldırıyor yani bundan kaçmak için elinden ne geliyorsa yapıyordu. Azarladık, bağırdık, rüşvet verdik, ödüllendirdik; kısacası diş temizliğini sağlamak uğruna ne yapabiliyorsak yaptık.(Burada eklemem gerekiyor, tüm bunlar iyi bir ebeveyn olma yolculuğumdan önceydi) Ne yaptıysak işe yaramadı. Onun güne böyle başlamasını görmek üzücüydü, bizim için de sabah sabah bu kadar dram yorucuydu. Sonra bir yerlerde çocukların geçiş süreçlerinde zorlandıklarını okudum. Tesadüfen kocam da çocuğu yataktan alıp; o, omzunda uyuklamaya devam ederken evin etrafında gezdirmeye başladı. Arka bahçeye gittiklerinde uyandı ve kuşları, sincapları görerek heyecanlandı. O gün onun dişlerini fırçalamak gerçekten de kolay oldu. Beklenmedik bir durumdu ve birden zihnimde şimşekler çaktı; aslında dişlerini fırçalamaya karşı direnç göstermiyordu. Öyle davranıyordu çünkü uykudan kalkıp dolu bir güne başlamak onu bunaltıyordu. Bugünlerde her sabah birkaç dakikamızı onu bu geçişe hazırlamak için harcıyoruz. Günün geri kalanında daha uysal olduğu için harcadığımız bu zamana değer. Çocuğu inatçı, kalın kafalı, söz dinlemez gibi görmek kolay. Eğer sorunun kökenine inip neden öyle davrandığını anlarsanız orda çok tatlı bir minik çocuğun olduğunu ve bizim algıladığımız şekliyle disipline ihtiyacı olmadığını göreceksiniz.

7. Beklentileriniz ve çizdiğiniz sınırlar açık olsun ve istikrarlı olun.

    Çocuklar açık kapı bulup sınırları zorlamaya çalışırlar. Kızımızın yataktan doğruca banyoya gitme kuralını bu süreci rahat atlatabilsin düşüncesiyle gevşetmemiz neredeyse geri tepti. Uyku huysuzluğundan çıktığında kuralın gevşetilmesini oyun zamanına çevirmek için fırsat olarak görmeye başladı. (Nazikçe ama kesin bir dille) günün başında elimizi yüzümüzü yıkayıp dişimizi fırçaladığımızı sonra kahvaltımızı yaptığımızı ancak kahvaltıdan sonra oynamaya başlayabileceğini söyledik. Dişlerini fırçalamadan önce durup kuşlara günaydın diyebilirsin ama eğer daha fazlasını istersen bu ayrıcalığını da kaybedersin.

8. Emir verip itaat beklemektense tek kelimelik hatırlatmalarda bulunun, soru sorun ya da açıklama yapın.

    Bunun ne kadar işe yaradığını ilk gördüğümde çok şaşırmıştım. Her zaman olduğu gibi kızım banyodan çıktıktan sonra ışıkları söndürmemişti. Normalde “Kapat şu ışığı!” diye bağırırdım. Bazen dediğimi dinleyip yapar bazen de “Sen kapat” ,“Hayır” gibi tepkilerle karşılık verir ya da daha kötüsü duymazdan gelirdi. (Evet, 5 yaşındaki çocuklar bile bunu yapıyor- ikizleri ya da ergen çocukları olanlara sevgilerimi yolluyorum.) Neyse, o gün yalnızca normal bir ses tonuyla “ ışıklar” dedim,  “tüh” dedi beni hayretler içerisinde bırakarak. Banyoya döndü, ışıkları söndürdü ve sonra oyununa döndü. Şimdi ne zaman aklıma gelse arkadaşça bir ses tonuyla tek bir kelime söylerim ve genelde de işe yarar. “Kapı” dediğimde kapı kapanır, “ araba” dediğimde sallanmayı bırakıp arabaya gider, “lavabo” dediğimde tabaklarını lavaboya koyar vb.  Soru tekniğini de kullandım ki bu da şimdiye kadar epey işe yaradı. “Ayakkabılarını ayakkabılığa koy” diye bağırmaktansa “Ayakkabılarımızı nereye koyuyoruz?” diye sormak daha az itiraz duymanızı sağlar. Açıklama yapmak da aynı şekilde işe yarıyor. Eğer ellerini yıkarken oyalanıyorsa sadece “su boşa akıyor” diyorum ve ellerini daha hızlı yıkamaya başlıyor. “Suyu boşa harcıyorsun” ya da “ ellerini hızla yıka” demekten daha iyi.

9. Ortaklaşacağınız bir çözüm bulmak için birlikte çalışın.

Bu hafta şahsen benim de odaklanacağım nokta bu. Bunu birkaç kez denedim ve etkili olabileceğine ikna oldum. İtiraf etmeliyim ki çok sık yaptığım ve yanımda küçük kızım varken çok aklıma gelen bir şey değil. Zira onu hala küçük bebeğim gibi görüyorum. Çocukların Dinleyeceği Şekilde Konuşmak ve Çocukları Konuşturacak Şekilde Dinlemek (benim de bakış açımda büyük etkisi olan ve şiddetle tavsiye ettiğim) kitabında yazarlar problem çözmede şu adımları öneriyorlar:

Adım I: Çocuğun hislerini ve ihtiyaçlarını konuşun.

Adım II: Kendi hislerinizi ve ihtiyaçlarınızı konuşun.

Adım III: Hemfikir olacağınız bir çözüm için birlikte beyin fırtınası yapın.

Adım IV: Herhangi bir değerlendirme yapmadan bütün fikirleri yazın.

Adım V:Hangi önerileri sevdiğinizi, hangilerini sevmediğinizi ve hangilerini uygulamayı düşündüğünüzü konuşun.

  Yazarların kendilerinin de söylediği gibi çözüm bulmak için tüm bu adımları takip etmek zorunda değilsiniz. Bugünlerde disiplinle alakalı tartışmalarımızın çoğu işe gidip gelirken arabada oluyor. Bu yüzden bu hafta bunun arabada giderken yapabileceğimiz bir versiyonunu uygulamayı düşünüyorum. İlginç bir hafta olacak.

10. Bırakın çocuğunuz sonuçlarıyla yüzleşsin. (Bunlar doğal sonuçlar olmalı, sizin ihtiyacınıza cevap verecek yapma sonuçlar değil.)

   Eğer siz de benim gibiyseniz çocuğunuza istediğinizi yaptırmak için yaratılan yüzlerce yapay sonuca aşinasınızdır. Mesela eğer kızım yemeğini zamanında bitirmezse TV izleyemiyor. Biraz derine indiğinizde bu aslında doğal bir sonuç değil. Benim sözümü dinlesin diye yaptığım bir şey. (ki bu aslında bir bakıma cezalandırma yöntemi) Çoğu uzman bu tür yapay sonuçların kullanılmamasından ve bunun yerine doğal sonuçlarla onları yüzleştirmekten yana. Bu olay için doğal sonuç çocuğun aç uyumasıdır. Ama dürüst olmak gerekirse ben kendim de henüz o noktada değilim. Aşırı korumacı yanım böyle anlarda bana engel oluyor. Bu ilerde üzerinde çalışmam gereken bir şey. Ama aranızda bunu yapmaya hazır olan varsa yapın. Bunun işe yaradığına dair anlatacaklarınızı dinlemeye hazırım.

Ve işte elinizde pozitif disiplin perspektifiyle uygulayabileceğiniz 10 yöntem var.

(Sumitha Bhandarkar afineparent.com)    

Çeviri: Türkan DEMİR       

Benzer gönderiler

bir yorum bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmanız gerekir.