Scroll Top

Güçlü Çocuk Yetiştirme Yolunda Duygusal Patlamalarla Başa Çıkma


Güçlü Çocuk Yetiştirme Yolunda Duygusal Patlamalarla Başa Çıkma

   Siz de rastgele görünen sebeplerin çocuklarımızda duygusal patlamalara neden olmasına şaşırmıyor musunuz?4 ya da 14 yaş hiç fark etmiyor, öncesinde yüzlerini buruşturmalarıyla kendilerini ele veriyorlar. Vücut diliyle, her şey ortada, açık ve çok bireysel. Çocuğunuzun üzgün olduğunu ve yardımınıza ihtiyacı olduğunu anlayabilirsiniz. Fakat anın hararetiyle duygular çok uçlarda olabilir; çocuklar için olduğu kadar bizim için de. Peki, konudan uzaklaşmadan ortamı sakinleştirmenin en iyi yolu nedir?

4 yaşındaki oğlum geçen hafta sonu deliye döndü. Çünkü parka giderken ablasının çantası vardı ama onun yoktu.Duyguları yüzüne çok net yansımıştı. Küçük vücudu yaşadığı acıyla gerilmişti.Bir yetişkinin gözünden çok değersiz olan böyle bir şeye bu kadar üzülmesinden duyduğum rahatsızlık gitgide artarken kendimi kontrol etmem için çok çaba sarf etmem gerekti. Sakinleşmeyi başardım, onu kucağıma aldım ve ona sarıldım.Başka bir çanta bulduk.Sorunun çözülmüş olması gerekiyordu.Ama çözülemedi.Mesele çanta değildi. Ertesi gün, bütün bu dramın tatilin bitmek üzere olduğu ve okulun yakında açılacağıyla ilgili olduğunu fark ettim. Korkuyordu. Ne yapacağını bilmiyordu ve çanta olayı bu duygusunu dışa vurma yoluydu. Onun bu patlamasını komik ve acınası olarak karşılamadığıma sevinmiştim. İtiraf etmeliyim ki anlayıştan çok şansa böyle olmuştu. Bunun üzerine düşünmeye başladım.

  Üzgün bir çocuğa ve onun büyürken kaçınılmaz olarak yaşayacağı duygusal patlamalara verdiğiniz tepkiler onun duygusal zekasının gelişiminin temellerini oluşturur. Kendisinin ve başkalarının duygularını ele alış ve idare ediş şeklini belirler. Bu konu önemli. Doğru bir şekilde davranmamız gerekiyor. Fakat pek çok şey gibi ebeveynlikte de konu duygulara gelince kesin olan bir şey yok. Yine de biraz dikkatle patlama yaşadığında hazırlıklı olabiliriz. Birkaç tökezlemeden sonra 5 noktalı eylem planının duygu patlaması anında çocuklarıma sağlıklı tepki vermemi sağladığını fark ettim. Yeni fikirlere de açığım. Bu yüzden bu durumlarda nasıl davrandığınızı lütfen yorumlarda paylaşın.

 İlk önce kendi maskenizi takın

 Bilirsiniz, uçaklarda güvenlik önlemleri anlatılırken, başkalarına yardım etmeden önce kendi maskenizi takmanız söylenir. Duygusal yoğunluk yaşayan üzgün bir çocuğa yaklaşırken de aynı şey geçerlidir. Biz ebeveynler çocuklarımızın kendi duygu denizlerinde boğulmamaları için elimizden geleni yapmalıyız. Bunu kendi duygularımızı düzenlemeden yapamayız. Elbette söylemesi yapmasından kolay.

Birkaç hafta önce eşim şehir dışındaydı ve stres altındaydım. Çocukların düzeni bozulmuştu ve ben iki işle uğraşıyordum. Tükenmek üzereydim.

Küçük oğlum bendeki yükselen tansiyonu fark ediyordu ve idare etmeye çalışıyordu.

Altıncı gün gece on gibiydi. Oğlum yatağında yedinci kez ağladığında tabağıma soğumuş yemeği koyuyordum. Tuvalete gitmek istiyordu. Yine. İçimde bir şey çıtırdadı. Annelik enerjim diplerdeydi. Yukarı çıktım, çocuğumu bir robot gibi özensiz şekilde yataktan alıp banyoya oradan tekrar yatağına götürdüm. Bunu hak etmiyordu.

Gecenin geri kalanını çok kötü hissederek geçirdim. O anda farklı nasıl davranabileceğim üzerinde düşündüm. Çocuğum aslında şunu söylemek istiyordu.

“Anneciğim bu gece huzursuz hissediyorum. Nedenini bilmiyorum . Sana ihtiyacım var. şu anda. Lütfen gel ve beni sev. Beni kucakla ve varlığını hatırlat.” oysa o anda onu duyacak durumda değildim. O gece yüzüme gözüme bulaştırmıştım. 10 üzerinden 4. Daha fazla çabalamam gerekiyordu.

Biz kendimiz de her zaman sakin değiliz. Zaten mesele de bu. Bu gerçeğin bilincinde olmak bir daha ki sefer çocuğumuza doğru yaklaşmamıza yardım edebilir.

Dur. Nefes al. Sonra harekete geç.

Aynı durum ertesi gece yaşandığında merdivenin başında durup ona kadar saydım. İçimdeki anne şefkati hala oradaydı. Sadece biraz durmam gerekiyordu. Zamanla öğreniliyor.

Uçak benzetmesine dönersek, hava mürettebatı kriz anında sakin kalmaları gerektiğini BİLİR. Kişilerin duygusal tepkilerinin sakinlikle yaklaşıldığında yatıştığını BİLİR. Acil durumlarda kendilerine öğretilenleri hatırlar ve korudukları sükuneti bizi sakinleştirmek için kullanırlar. Bunu yaparak hepimizi güvende tutarlar. Duygusal zeka devrededir.

Psikolog David Caruso bu yaklaşımın arkasındaki düşünceyi mükemmel şekilde özetler:

Şunu anlamak çok önemli: Duygusal zeka, zekanın tersi değildir ya da kalbin beyne karşı zaferi değildir; her ikisinin eşsiz bir kesişimidir. Bunun kendimiz için de farkına vardığımızda duygularımızı kontrol etmeye başlayabiliriz; tepki vermeden önce duygularımızı bastırarak değil onlara nesnel bir gözle bakarak.

Yani, bir sonraki duygu patlamasının yaklaştığını hissettiğinizde biraz temiz hava alın. Doğru hareket etmek için zihninizi boşaltın.

Elli tonu kucaklayın

Grinin değil tabii duyguların. “olumsuz duygu” ifadesinden hiç hoşlanmıyorum. Kötü, istenmeyen, uzak durulması ve bastırılması gereken bir şeymiş gibi hissettiriyor. Neden böyle olsun ki?

Tüm duygular geçerlidir.

Hepsi değerlidir.

Ve çocuklarımız hepsini yoğun bir şekilde deneyimlerler.

Ebeveyn olarak rolümüz onların duygularını yargılamak değildir. Onları olduğu gibi görmelerini, kabullenmelerini ve kucaklamalarını sağlamaktır. Sonrasında da bunlarla başa çıkmak ve öğrenmek için gerekli beceriyi kazandırmaktır.

Çocuk uzmanı Janet Lansbury’nin bunu özetleyen harika bir ifadesi var: Çocuklarımızın davranışlarını algılayış şeklimiz her zaman onlara yaklaşımımızı belirler.

Eğer çocuklarımızın duygu patlamalarını sinir bozucu olarak algılarsak tepkimiz çileden çıkma ve daha kötüsü azarlama şeklinde olur.

Eğer ağlayan çocuğumuza kendini toparlayıp ağlamamasını söylersek ona bu tür duyguların bastırılması gerektiği mesajını vermiş oluruz.

Hiç ilgilenmezsek eğer bu kez de onda terk edilme korkusuna neden oluruz.

Bu tepkiler yalnızca çocukla duyguları arasında mesafe oluşturmaya hizmet eder, ebeveyn ve çocuk arasındaki bağa zarar verir.

Çocuklar memnun etmeyi sever. Onayımızı almak için çırpınırlar. O anda hangi duyguyu yaşıyor olurlarsa olsunlar, onları sevdiğimizi ve onlara değer verdiğimizi bilmek isterler. Böylece öz-kabul hissetmelerini sağlamış oluruz.

Çocuklarım üzgün, kızgın ya da ürkmüş hissettiklerinde ilk olarak hislerini kabul etmek ve onaylatmak için çabalarım. Sonrasında o hissi değerli bir armağan olarak kabul edebilirler. “Çocuklarımızın yalnızca mutlu anlarını sevmek onların yarısını sevmek gibidir”. Çocuklarınızın yaşadığı her duyguyu kucaklamak işleri doğru bir şekilde yoluna koymanıza yardım eder.

Duygular Soğan Gibidir

  • Bir duyguyu etiketleyip ona göre davranmak kolaydır. “Çocuğum üzgün çünkü babası evde yok. Ona sarılıp babasının geri geleceğini söylerim. Daha iyi hissedecektir”.Fakat duygular nadiren böyle basittir.

   Oğlum önceki hafta babası evde olmadığı için üzgündü. Ne var ki dışa vurduğu duygular basit bir üzülmenin ötesindeydi.

  •  Terk edilme hissi- “Babam beni terk etti”
  • Ölüm düşüncesi – ‘Babam gittiyse belki de ölmüştür.’
  • Sebep sonuç ilişkisi kurması – ‘Babam benim yaptığım bir şey yüzünden mi gitti?’

Bu çıkarımlar bir kahve eşliğinde yapılan bir sohbetle ortaya çıksaydı çok daha kolay olurdu.

Oğlum dört yaşında. Kahve sohbeti için epey erken. Duygularını ifade etmek için gerekli konuşma becerileri de henüz yok.Yine de duyguları hala oradaydı. Karmaşık ve çok katmanlı.Duyguları canını acıtmaya başlamıştı ve bir şekilde patlak vermeye başladı.

  • Terk edilme : Kendini sürekli teskin edilme ihtiyacıyla gösteriyordu. Yatma konusundaki isteksizliği.
  • Ölüm: :Ölüm, cennet ya da babanın bulunabileceği yerlerle ilgili sonu gelmez sorular.
  • Sebep sonuç: Aşırı derecede sınırları zorlama; kız kardeşine bir şeyler fırlatıyor, onu dövüyor, ısırıyor ve beni tekmeliyordu. Bu davranışlarının kabul edilemez olduğunu biliyordu ama sanki kontrolünü yitirmiş gibiydi.

  Önce davranışlarına bir süre izin verdim ve bedelini ödedim. Daha da kötüleşmeye başladı. Sonra aklım başıma geldi. İhtiyacı olan şey güvende hissettirecek normal sınırlara çekmek için onu zorlamaktı.

  İşe yaradı.

  Çocuğunuz huysuzlaştığında bir durun ve duyguların karmaşık olduğunu hatırlayın. Üst katmanlardaki üzgün, kızgın, hayal kırıklığına uğramış hallerinin altında başka başka katmanlar var ve bunları tek tek soymak, bazen ağlamasına da izin vererek, gerekebilir.

  Çocukların duygularını dış vurma şekillerinin bizim duygu patlamalarımız gibi karmaşık olabileceğini hatırlamak sakin kalmamazı sağlayıp çocuklarımızla daha etkili ilgilenmemize yardım edecektir.

Onların Duygu Çapası Olun

Üzüntü, kızgınlık ve korku duyguları bir çocuk için zorlayıcı olabilir. O anlarda yüzlerinde açıkça göreceğiniz umutsuz ifade sınırları korumanız için yalvarır. Bu sınırlar onları dalgalı denizlerde savrulmaktan kurtaracak çapadır.

“Bunu güvenli bir şekilde yapmama yardım et!”

Çocuklarımızın duygularını ifade edebilecekleri güvenli bir ortamı oluşturmak ve bunu doğru şekillerde yansıtmalarını sağlamak ebeveynler olarak bizim görevimizdir. Çocuğunuz duygusal bir patlama yaşadığında şunlardan birini deneyin.

  • Orada Olun: Odada kalın. Kollarınızı dolayıp onlara sarılın. Ya da neye ihtiyaçları varsa onu yapın. Yeter ki orada olun. Ayrılmayın. Siz onların güvenlik ağısınız.

  • Esnek Olun: Çocuğunuz yardımınıza fiziksel ya da sözel olarak direnebilir. Bu normaldir. Oğlum bana gitmemi söylediğinde kastettiği bu olmuyor. Aslında söylemek istediği şu: “Yanımda kalacak kadar beni sevdiğini görmek istiyorum.”

  • Konuşun: Onun hislerini kelimelere dökün.” Şu an KIZGIN olduğunu görüyorum. SİNİRLİ sin çünkü sana şeker yiyemeyeceğini söyledim.”, “ÜZGÜN sün çünkü köpeğimiz öldü. Canın acıyor ve ağlamak istiyorsun.”, “ Duvarı çizmek için sana kalem vermediğim için ÖFKELİ sin. Bunun seni çok sinirlendirdiğini görebiliyorum.

  • Varlığınızı hissettirin: Fırtına gibi esen çocuklarla hepimiz karşılaşmışızdır. Ne zaman duracaklarını bilmezler çünkü onlara öğretilmemiştir. Patlama anları çocuklarınızla fiziksel sınırlar kuracağınız zamanlardır. Kızım sinirlendiği anlarda ısırmaya başlardı. Oğlumun tercihi kafasını toslamaktan yana. Her ikisi de kabul edilemez.
    – Dur
    – Bu yanlış
    Gerektiği kadar tekrarlayın. Bazen çok uzun sürebilir ama işe yarayacaktır.
  • Alternatif Sunun – Durmasını söylemek bir seçenektir ama öte yandan duygularını bir şekilde boşaltmaları gerekebilir. Öyleyse onlara alternatif seçenekler sunabilirsiniz. Bu bizi eylem planımızın son maddesine yöneltir

Kişisel ilk yardım çantalarını oluşturmalarına yardım edin

Son yedi yıllık ebeveynliğimde, çocuklarımın duygu dünyalarını idare etmeleri için yararlı olacak beş etkili teknik keşfettim.

Bu teknikler her zaman onlarla, ilk yardım çantalarında mevcut. Büyüdükçe hangi durumda hangisini kullanmaları gerektiğini öğreniyorlar. Hepsi de çocuğun kontrolü önemli bir derecede eline almasını sağlıyor.

  1. Kendine hatırlatma-Güvende hissetmelerini sağlayacak basit, kişisel ifadeler- güvendeyim, güçlüyüm, seviliyorum gibi. Onlara uyacak ifadeleri çocuğunuzla beraber belirleyin.
  2. Kendine alan yaratma- Kendini rahatça ve güvenle ifade edecek bir yer bulma. Bu, özellikle oğlumda çok etkili oldu. Özel alanı olarak salonumuzdaki perdenin arkasını kendi kararıyla belirledi. Oraya saklandığında bir sorunu olduğunu anlıyorum.
  3. Özel bir duyguları dışa vurma şekli seçme- yastık yumruklama, ayıcıkla konuşma, hızlı konuşma, müzik dinleme; özellikle ilki kızım için inanılmaz faydalı oldu. Küçükken duygusal patlamaları, sonu gelmeyen ağlama krizleriyle kendini gösteriyordu. Böyle anlarda yastık yumruklaması için onu teşvik ettim. Ağlamanın yapamadığı inanılmaz etkileri oldu.
  4. Mutlu olacak bir şey bulma –Öğrencilerime,güçlü duyguları atlatmak için sevdikleri bir şey yaparak kendilerine mutlu bir an yaratmalarını öğretirim. Duygusal dengeyi yeniden oturtmak için etkili bir yöntemdir. Kızımda boyama işe yarıyor, oğlum ise lego oynayarak rahatlıyor. Bu noktada doğru ya da yanlış yok. Çocuğunuzda ne işe yarayacaksa onu deneyin.
  5. Kendini duygulara kaptırma-Duygular derinleştiğinde serbest bırakılmaları kolaylaşabiliyor. Örneğin üzgün bir çocuk Bambi’deki annesinin öldüğü sahneyi tekrar tekrar izleyebilir, kızgın bir çocuk tahta bir kuleyi defalarca inşa edip yıkarak rahatlayabilir. Çocuklarınızın bazı aktiviteleri diğerlerine tercih edebileceğinin bilincinde olun. Kızım konuşmayı, izlemeyi ve dinlemeyi severken oğlum hareket etmeyi seviyor.

Cally Worden   

  Çeviri: Türkan Demir  

Benzer gönderiler

Yorumlar (6)

Çok güzel çok faydalı oldu ama keşke oğlum 2yasindayken bu yazıları okumuş olsaydım.Sinirlendiginde tirmalayip isirdiginda neden kizdigini da anlatamiyordu, travmaları oldu belki ben de sakın kalamadım tek başıma kalıp baktığım zamanlar oldu bu yüzden destek ve fikir olarak farkındalık gerekiyor hepimize.Simdi oğlum 9 yasinda sakın kalabilmek en önemli şey sevgiyle karsilamak sorunları bunu anlıyorum,bazen onun rahatlaması için LEGO oynaması ya da beraber top oynamayı bunun gibi şeylerle vakit geçirebiliyoruz eskisinden daha iyiyiz.

Düşüncelerinize tanık olmak beni çok memnun etti. Hayatta geriye dönüp baktığımızda keşke ile başlayan cümlelerimiz olduğunu hissetsek de, bugünkü farkındalığımızın geçmişteki hatalarımızdan fazlaca beslendiğini göz ardı etmemek gerekebilir. Sakin kalmak için sorunları sevgiyle karşılamak, bu cümle ve rahatlamak için yaptığınız etkinlikleri duymak bana da iyi hissettirdi.Umarım farkındalıklarınız zaman geçtikçe artar, geçmişin pişmanlıkları yerine, yarını güzelleştirme fikri hepimize daha iyi hissettirebilir.
Sağlıcakla kalın..

19 aylık ikizlerim var, biri kız biri erkek, ağlama nöbetleri, ikiside aynı anda kucağa çıkma istekleri bazen oyuncak kavgaları vs vs. Oluyor evde. Oğlum bu durumları kafa toslayarak yapıyor son bir haftadır biraz şaşkındım açıkçası, yazının faydası oldu bu durumla başa çıkmam da.

Katkınıza ve başa çıkma yönündeki olumlu sonucunuza çok memnun oldum 🙂 Benzer gelişim özelliklerine ve ortak ihtiyaçlara sahip iki çocuğa adaletli davranabilmek zorlayıcı olsa da mümkün olabilir, kolaylıklar diliyorum. Sağlıcakla kalın 🙂

Benim oglumda 4 yasinda surekli onune gelene vuruyor yani artik esen ruzgarla kavga eder hale geldi. Ozellikle ablasina yapmadigi eziyet yok cocuk ne ders calisabiliyor ne yeyebiliyor ustelik kardesinin aksine cok anlayisli ve asla karsilik vermez. Ben se delirmek uzereyim cocuklaein hangisine uzuleyim bilmiyorum. Konustum kizdim ceza verdim hic biri bi ise yaramiyo sanki suan caresizim

Çocuğunuzun öfke duygusu temelde bir kaygıya dayanıyor olabilir, bizler sadece öfke davranışına tanık oluruz ancak altından bambaşka nedenler çıkabilir. Çocuğunuzun öfke nedenlerini ve bunun altında yatabilecek dinamikleri fark etmek doğru yaklaşıma fayda sağlayabilir. Sağlıcakla kalın 🙂

bir yorum bırakın

Yorum yapmak için giriş yapmış olmanız gerekir.